Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

25 Nisan 2016 Pazartesi

Trabzonspor : 0 - Fenerbahçe : 4 ( Spor Toto Süper Lig 30.hafta maçı ) FUTBOL TERÖRİSTLERİ !!



Şimdiki adıyla Süper Lig olan Türkiye 1.Futbol Ligi’ne yükseldiği 1974-75 sezonunun ilk yarısında,  08 Eylül 1974 günü Trabzon’da oynanan ve Fenerbahçe’nin Ender Konca’nın attığı golle rakibin 1-0 mağlup ettiği maçta başlamıştı herşey..

Şimdilerdeki “fırıldak dümbeleklerin” söylediği ve “herşey 3 Temmuz süreciyle başladı” 
yalanlarına inat şekilde, Trabzon’da oynanan hemen her sezonda Fenerbahçe’ye karşı şiddet, kin, öfke ve hatta “ölüm tehditleri” vardı.

Meraklıları, aşağıdaki linkten bakabilirler.

14 Mart 2014 günü yazmışız..

http://dobrayorum.blogspot.com.tr/2014/03/yalanlar-ve-gercekler-iste-belgeler.html


Şampiyonluk yürüyüşüne devam etmek isteyen Fenerbahçe’nin bu akşam Trabzon’da kazanması gerekiyordu ve buna göre de bir oyun ortaya koydu.

Volkan Demirel’in maçtan sonra değindiği gibi, Trabzonspor’un sahaya ofansif bir kadro ve 4-4-2 sistemi ile çıkması, aslında Fenerbahçe için bulunmaz bir nimetti.

Zira Fenerbahçe’nin kanat oyuncuları hızlı, rakibini ekarte edip geçebilen ve içeriye katederek orta sahayı kalabalıklaştıran bir oyun sistemi var.

Forvet hattında Robin Van Persie gibi son haftalarda forma girmiş bir oyuncusu, yine aynı şekilde Diego Ribas’ın yokluğunda O’nun bölgesinde oynayan, egoistlikten uzaklaşmış bir Nani var.
Hal böyle olunca da galibiyet, Fenerbahçe’ye daha yakındı.

10 gün önce Galatasaray’ın da aslında aynı akibete uğraması kaçınılmazdı.

Ama işte o akşam, kaçırılmayacak goller kaçtı ve Fenerbahçe, sahadan beraberlikle ayrılmıştı.

Trabzon’da Fenerbahçe’nin kazanmasından çok, çıkan olaylar üzerinde durmamız gerekiyor.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi 08 Eylül 1974 günü başlayan olaylar, sırasıyla

17 Eylül 1978 de sahaya atlayan “silahlı bir kişinin güvenlik güçlerince yakalanmasıyla,

 14 Nisan 1985 te Fenerbahçe otobüsünün Trabzon havaalanına giderken “kurşunlanmasıyla”

 08 Şubat 1987 de “Fenerbahçeli futbolcuların saha içerisinde mahsur kalmasıyla”

 28 Mart 1992 de Fenerbahçeli Semih Yuvakuran’ın, “saha içerisinde taraftarların darbına uğramasıyla”

17 Ekim 1992 de Fenerbahçeli oyuncuların “sahada mahsur kalmaları ve 46 kişinin gözaltına alınmasıyla”

05 Mayıs 1996 daki malum maçtan önce ve sonra yaşanan saha dışı olaylarıyla,

11 Şubat 1998 de, Fenerbahçe Teknik Direktörü Otto Bariç’e atılan taşın, dönemim Futbol Federasyonu Başkanı tarafından “magnumla mı ateş ettiler?” diyerek hafife alınmasıyla,

16 Ekim 1992 de, Fenerbahçeli 500 taraftarın saha dışından atılan taşlarla tribünde yaralanması ve polisin çareyi, Fenerbahçe taraftarını saha içerisine indirmesiyle,

15 Ağustos 2003 te yine aynı şekilde Fenerbahçe taraftarına saha dışından atılan taşlar nedeniyle çok sayıda yaralının olması ve polisin yine tribünü, üstelik te maç devam ederken boşaltmasıyla,

29 Nisan 2006 da maç oynanırken saha dışından atılan taşlar nedeniyle Fenerbahçeli taraftarların, kendilerini siper etmek için koltukları kırıp başları üzerine almasını, LİG TV muhabiri Melih Şendil’in “Fenerbahçe taraftarı, yağmurdan korunmak için koltukları kırdı, başları üzerine aldı” diye hafife alarak olayı çarpıtmasıyla,

26 Kasım 2006 da Fenerbahçe Teknik Direktörü Arthur Zico’nun, yedek kulübesinde “taşlanmasıyla”

Ve son olarak ta 14 Mart 2014 günü yine kale arkası tribünlerinin koruyucu demirlerinin yıkılarak Fenerbahçeli oyunculara fiziki müdahalede bulunmasının canlı yayında ekranlara yansımasıyla devam eden olaylar,

Bu akşam maalesef ki “çirkinlikte nirvana yapmıştır.”

Türkiye’de belki de Süper Lig seviyesinde ilk defa bir maçta, maçın hakemleri taraftarlar tarafından “resmen dövülmüştür.”

Yukarıda kronolojik olarak zikrettiğimiz bütün bu maçlar, “3 Temmuz sürecinden öncedir.”

O halde bu olayları bu noktalara getirenler kimlerdir ve “ASIL SORUMLULAR” kimdir?

Mesela 6 Mayıs 2012 günü oynanan Süper Final maçından sonra havaalanına giden Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüsün içerisinden canlı yayın yapan, FBTV Editörü Fatih Demirkol’un, canlı yayında “dışarıda bir taraftarın elinde silah olduğunu” Türkiye’ye aktarmasını tiye alarak, Kanaltürk TV’de program yapan ve “ya yok böyle bir şey, saçmalık” diye olayı kapatan TV yorumcularının hiç mi suçu yoktur?

Veya her maç öncesinde kendi camialarına şirin görünmek için olmadık laflar eden yönetici-futbolcu-“etkisiz yetkililerin” hiç mi suçu yoktur?

Listeyi çoğaltabiliriz.

Ama bir gerçeği değiştiremeyiz.

Trabzon’da Fenerbahçe’ye yapılan bu kin ve öfke seansları, ilk değildir, bu gidişle son da bulmayacaktır.

4 Nisan 2015 günü Akçaabat’ta Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüse yapılan silahlı saldırıya, devletin valisi “taş gelmiştir” diye resmi açıklama yapabiliyorsa eğer,

Ve olaydan 1 yılı aşkın süre geçmesine rağmen bütün yetkililer,  resmen 3 maymunu oynuyorlarsa eğer,

Kimse bu olayların son bulmasını beklemesin.

Canını kurtaran kahramandır bu ülkede..

Son bir not..

Yukarıda tarihsel listesini verdiğimiz ve Fenerbahçe’ye yapılan saldırıların olduğu 12 sezonun 10 unda Fenerbahçe, sezon sonu ŞAMPİYON olmuş..

Böyle de enteresan bir durum var.


Darısı bu sezona..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder