Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

26 Ekim 2015 Pazartesi

Fenerbahçe : 1 - Galatasaray : 1 ( Spor Toto Süper Lig 9.hafta maçı ) BİR VİTOR PEREİRA KLASİĞİ : "BU MAÇ NASIL BÖYLE BİTTİ AKLIM ALMIYOR"



Fenerbahçe, ligde yeniden zirveyi ele geçirmek adına çok önemli bir maça çıktı.

16 yıl boyunca Kadıköy'de oynanan 4 kupa ve 15 lig maçında, yani toplam 19 resmi maçta, 1710 dakikanın "sadece 13 dakikasında rakibine karşı mağlup" durumda oynayan Fenerbahçe, bu psikolojik üstünlüğünü bu akşam da devam ettirmek amacındaydı.

Maçtan bir gün önce Yüksek Divan Kurulu Toplantısı'nda Başkan Aziz Yıldırım'ın "Yine yeneceğiz, buraya geldiklerinde ayakları titriyor, yine titreyecekler" sözlerinin bu akşama da damga vuracağını umuyordu bütün taraftarlar..

Aslında bir manada damga da vurdu.

Nitekim maç başladığından itibaren rakip kaleyi abluka altına alan, ataklarını bütün sıklaştıran Fenerbahçe, galibiyet için ilk dakikalarda önemli pozisyonlar da buldu.

Vitor Pereira'nın son haftalarda kadro anlamında belki de en doğru yaptığı iş, defans göbeğinde Abdoulaye Ba ve sağbekte Gökhan Gönül'ün oynamasıydı..

Bu akşam da, hafta içi Ajax karşısında sahaya çıkardığı kadroyu, sadece Volkan Demirel değişikliğiyle yine sahaya sürmüştü.

Orta alanda Mehmet Topal-Josef De Souza-Diego Ribas üçlüsünün yeralması, maçın ilerleyen bölümlerinde Galatasaray orta sahasının işini kolaylaştırdı bir nebze.

Zira bu 3 oyuncudan Diego Ribas, genelde kazanılan topların ileriye taşınmasına yardımcı olmaya çalışırken, diğer 2 oyuncu da kesici görevindeydi.

2 aynı tip oyuncuyla oynamak Fenerbahçe için aslında bir dezavantaj.

Zira her iki oyuncu da görülüyor ki, defansif orta saha..

Sakatlıktan yeni kurtulan Josef De Souza, sakatlanmadan önceki form düzeyinin çok uzağında oynadığı son 3 maçtır..

Mehmet Topal ise, bildiğimiz mücadele eden, ayakta kalmaya çalışan ancak kazanılan topları da olumlu anlamda kullanmakta yetersiz..

Gökhan Gönül-Caner Erkin kanatları zaman zaman işlese de, özellikle Caner Erkin'in ikinci yarı ortalarında çok pas hatası yaptığını gördük.

Galatasaray ise, Fenerbahçe'ye oranla orta alanda daha fazla top yapan, oyunu kanatlara yıkmaya çalışan ancak asla Fenerbahçe kalesine tehlikeli ataklar geliştiremeyen, sadece topun kontrolünü sağlayan bir oyun ortaya koydu.

Öyle ki, Fenerbahçe kalesine ilk şutlarını, bir kontraatak sonrası Yasin ile, 39.dakikada attılar.

Sonrasında yine savunma, yine kapanma, yine kazanılan toplarla orta alanda bol pasa dayalı bir oyun.

Yani, Kadıköy'e gelen, "klasik Anadolu takımlarının" yaptığını yaptılar..

Anadolu takımları bile, zaman zaman Fenerbahçe kalesine şutlar atıyorlar, baskı kuruyorlar, ancak Galatasaray bunu bile yapamadı oyunun genelinde.

Ancak ne hikmettir ki, Fenerbahçe kalesini bulan 2.topta da golü buldular.

Orta alanda Josef De Souza'nın özellikle maçın ilk yarısında neredeyse topa hiç müdahale etmediğini, ikinci yarıda biraz iyileşir gibi olsa da zaman zaman pas hataları ve çıkışlarda kaptırdığı toplarla kalesini zora soktuğunu, golde ise müthiş bir hata yaptığını gördüğümüz gibi, Caner Erkin'in ikinci yarı ortalarında oyundan düştüğünü, bunun da önünde oynayan Markoviç ve Nani ikilisinin (dönüşümlü) defansa yardımı neredeyse hiç düşünmediklerini, aldıkları topları ise hücum anlamında da olumlu kullanamadıklarını gördük.

Forvet hattında ise Robin Van Persie'nin top tutamayışı, Fernandao'nun ağırlığını yaşadık, yaşıyoruz..

Top süren forvet tiplemesi olan Moussa Sow'u şimdi % kaç arıyordur, çok merak ediyoruz..

Ayrıca defansta, özellikle de rakiplerin duran top organizasyonlarında kaleden mümkün olduğu kadar uzak bölgede defansı kuran bir stoper, (Egemen Korkmaz resmen elleriyle arkadaşlarını öne itiyordu bu pozisyonlarda) göremiyoruz Fenerbahçe'de..

Maç boyunca Galatasaray'ın kaleyi bulan sadece 3 şutu vardı.

Birincisi, yukarıda da bahsettiğimiz 39.dakikada Yasin'in şutu, diğeri ikinci yarı ortalarında Snejdeir'in ceza sahası dışından topun gelişine vurduğu şut, 3.cüsü ise Olcan Adın'ın golü..

Yani, Volkan Demirel, yere bile yatmadı dersek, abartmış olmayız..

Buna rağmen Fenerbahçe, eğer bu maçı galip tamamlayamadıysa, önce kendi özeleştirisini yapacak..


Tabi ki, burada en başta da Vitor Pereira, özeleştirisini yapacak..

Öncelikle, sezon başından bu yana Fenerbahçe'nin yaptığı antrenmanların tamamını, resmi site üzerinden takip ettiğimiz kadarıyla, dikkatimizi çeken bir noktayı ifade etmek istiyorum.

Geçen yıllarda, herkesin malumu üzere, maçların bir sonraki günü genelde izin günü olurdu, 2.gün ise, bir sonraki hafta oynanacak maçın hazırlıkları başlardı.

Haftanın ilk antrenmanında, bir gün önce maçta oynayan oyuncular, "rejenarasyon" denilen ve "aktif dinlenme" olarak tanımlanan antrenmanı yaparken, diğer oyuncular ise topla antrenman yaparlardı veya programlarında ne varsa, o şekilde çalışırlardı.

Bu sezon ise, Fenerbahçe'nin antrenmanlarında bu rejenarasyon denilen aktif dinlenme antrenmanları, ne hikmetse 2 güne çıktı.

Şimdi sizlere, en son örneklerini aşağıda sunmak istiyorum..


Yukarıdaki haber, kulübün resmi internet sitesinden 23 Ekim Cuma günkü haber..

Görüldüğü gibi, bir önceki gün Ajax maçında oynayan oyuncular, antrenmanı rejenarasyon ile tamamlamışlar.

Yani herhangi bir fiziksel yükleme, kondüsyon falan yok..

Şimdi de ikinci habere bakalım..


Bu haber de, 24 Ekim Cumartesi günkü haber..

Yine, kulübün resmi internet sitesinden..

Bu haberde de görüldüğü gibi, Fenerbahçe Futbol Takımı, Galatasaray ile oynayacağı hayati maçın hazırlıklarını tamamlarken, 2 gün önce, veya başka bir ifadeyle yaklaşık 35 saat  önce Ajax maçında oynayan oyuncular, antrenmanı yine "aktif dinlenme" ile tamamlamışlar ve kampa girmişler.

Geçen yıllarda yine, kulübün resmi internet sitesini günlük  takip eden birisi olarak söylemek isteriz ki, hafta içi bazı günler, Can Bartu Tesisleri kondüsyon merkezinde zaman zaman futbolcular çalışırlardı.

Daum zamanından itibaren, istisnasız bütün teknik adamlar bu antrenmanları yaptırıyorlardı futbolculara.

Ama Vitor Pereira, bırakın salon çalışmasını, takım antrenmanını bile futbolculara neredeyse haftada 2 gün yaptırıyor genel olarak..

Gerisi, "rejenarasyon."

Yani, "Aktif dinlenme."

Daha da yanisi, düz koşu, al gülüm, ver gülüm...

Sonrasında da, işte bu akşam olduğu gibi takımın fizik kondüsyonu, özellikle 70.dakikadan sonra düşüyor.

Eğer öyle olmasaydı, Fenerbahçe'nin bu sezon yediği gollerin neredeyse tamamının ikinci yarılarda yenmezdi.

Ligde, Rizespor-Akhisar ve Galatasaray maçları, öne geçilip te puan kaybedilen maçlar..

Her 3 maçı da dikkatli izlediğimiz zaman göreceğiz ki, özellikle maçların son bölümlerini Fenerbahçe, neredeyse kendi sahasından çıkmadan oynuyor.

Doğal olarak ta, rakip takımlar baskı altına alıyorlar.

Çünkü, rakibe boş alan bırakılıyor..

Tıpkı bu akşam Galatasaray'a bırakıldığı gibi.

Hatırlanacağı gibi, son yıllarda, özellikle Aykut Kocaman döneminde ve sonrasında Fenerbahçe orta sahası, neredeyse Avrupa'nın sayılı takımlarının bile yapamadağı bol pas istatistiği ile oynuyordu.

Maç ortalaması, 500 pas civarındaydı.

Ama bu sezon bu rakam, 350 civarında.

İstatiksel olarak, bu bir gerçek..

Ve karşımızda duruyor.

Şimdi Vitor Pereira, öncelikle kendisine şu soruları yöneltmeli:

1- Takım savunması adına bu takıma ne veriyorum, duran toplardan nasıl bu kadar fazla pozisyon verilip goller yeniyor?

2-Bu takımın fizik kondüsyonu neden bu kadar kötü?

3- Luis Nani'ye bu haliyle nasıl 90 dakika tahammül ediyorum? 

İşte bu soruların cevaplarını verdiği anda, inanın maçların sonlarında artık klasikleşen "Bu maç, nasıl kaybedildi, bu maç nasıl berabere geldi, aklım almıyor" demeçlerini de bir daha tekrarlamayacak..

Stat: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi

Hakemler: Fırat Aydınus, Aleks Taşçıoğlu, Arkın Akgöl
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Kjaer, Ba, Caner Erkin, Mehmet Topal, De Souza, Nani, Markovic (Dk. 88 Alper Potuk), Diego (Dk. 79 Meireles), Van Persie (Dk. 63 Fernandao)

Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Chedjou, Hakan Balta, Carole (Dk. 41 Olcan Adın), Bilal Kısa, Selçuk İnan, Yasin Öztekin, Sneijder, Podolski (Dk. 78 Sinan Gümüş), Umut Bulut (Dk. 60 Burak Yılmaz)

Goller: Dk. 37 Diego (Fenerbahçe), Dk. 83 Olcan Adın (Galatasaray)

Sarı kartlar: Dk. 27 Chedjou, Dk 38 Hakan Balta, Dk. 58 Sneijder, Dk. 90 Muslera (Galatasaray), Dk. 38 Diego, Dk. 40 Mehmet Topal, Dk 53 De Souza (Fenerbahçe)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder