Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

28 Eylül 2015 Pazartesi

Beşiktaş : 3 - Fenerbahçe : 2 ( Spor Toto Süper Lig 6.hafta maçı ) HALİS BAŞLADI, HALİS BİTİRDİ !!



Sezon başından bu yana hemen her hafta Fenerbahçe maçlarında yapılan bariz hakem hataları ( ! ) 6.hafta adeta nirvana yaptı.

Bütün ülkenin gözü önünde, aleni bir şekilde bir takım nasıl doğranır, bu akşam en ince detaylarına kadar izledi bütün herkes.
Geçtiğimiz hafta Kadıköy'de Barış Şimşek nezdinde yapamadığını bu hafta Olimpiyat'ta Hulusi Özkahya eliyle bizzat yerine getirdi Kuddusi Müftüoğlu ve şürekası..

TRT yorumcusu Mustafa Denizli bile ekranlardan "Fenerbahçe, eğer Beşiktaş'ı yenseydi bu ligin zevki kalmazdı" cümlelerini açık açık dile getiriyorsa, Fenerbahçe camiasının hakemler konusundaki yıllardır sürdürdüğü argüman, kesinlikle bir komplo teorisi değildir, olamaz da..

Daha maçın 4.dakikasında Lazar Markoviç'in sağ kanattan ceza alanına girmeden Ersan Gülüm tarafından kasti faulle önünü kesilmesine izin veren Halis Özkahya, yarım saat sonra gelecek pozisyonda da Lazar Markoviç'in ilk belirlenmelere göre yaklaşık 1 ay futbol oynamasına engel olan isimdir.

Zira 35.dakikada Ersan Gülüm'ün attığı kasti tekme ile sakatlanarak oyundan çıkan Lazar Markoviç'in pozisyonuna bırakın kart vermeyi, faul bile çalmadı.



Bu şartlar altında Fenerbahçe, maçın 1.dakikasından 90.dakikasına kadar galibiyet için gitti Beşiktaş'ın üzerine..

Zaten maç sonu istatistiklere baktığımız zaman da bunu açıkça görüyoruz..

Topa sahip olmada %53 e %47 bariz üstünlük, pas yüzdelerinde, gollük şut ve toplam şutlarda da hep Fenerbahçe üstündü.

Beşiktaş'ın kaleyi bulan 2 şutunun olduğu bir akşamda 3 gol atması ise, futbolun ne kadar garip bir oyun olduğunun göstergesidir.

Bu maç, aynı 2005-06 sezonunda Kadıköy'de oynanan ve Beşiktaş'ın 4-3 kazandığı son maç olan maçın aynısıdır.

O maçta da Beşiktaş, Fenerbahçe kalesine 5 defa gelirken 4 gol atmıştı, ama Fenerbahçe yaklaşık 11-12 adet net fırsatı değerlendirememişti.

Ancak bu maçın ön plana çıkan tek unsuru, kesinlikle hakemdir.

Son yıllarda böyle bir maçı futbol kamuoyu hatırlamamaktadır.

Üstelik te bir derbi maçta, maçın nasıl bir takımdan alınıp diğer takıma verildiğinin en "çirkin" örneğidir.

Futbolun ön plana çıkması gereken bir "Fenerbahçe maçında daha" ne yazık ki yine hakemler ön plandadır.

Simon Kjaer'in kendi kalesine attığı golden önce net ofsaytı vermeyen kıdemli yardımcı Baki Tuncay Akkın, yine aynı şekilde maçın 85.dakikasında ise Robin Van Persie'nin karşı karşıya kalacağı net pozisyonda ise olmayan pozisyon için ofsayt bayrağı kaldırarak pozisyonu heba etmiştir.




Orta hakem Halis Özkahya ise, 35.dakikada sahanın en iyi isimlerinden olan Lazar Markoviç'in Ersan Gülüm tarafından kasti tekmesine seyirci kalarak Ersan Gülüm'e yol verirken, Lazar Markoviç'i saha dışına göndermiştir, "gayri resmi kırmızı kart ile."

Yine aynı şekilde sarı kartla oynayan Ersan Gülüm'ün, 64. ve 70.dakikalarda skor 2-2 iken Volkan Şen'e yine kasti fauller yapan Ersan Gülüm'ü yine oyunda tutarak Beşiktaş'ın eksik kalmasını engellemiş ve 74.dakikada atılan gol için cesaretlendirmiştir.



74.dakikada atılan golde ise Bruno Alves'in formasından çekerek kendisine pozisyon avantajı sağlayan Mario Gomez'in bile maç sonu açıklamasında "it may have been a faul but I can't do anything about it now" "ama bu konuda bir şey yapamam bir faul olabilir" cümlesine sebep olacak kararı, yani devam kararını vererek skor olarak dengede giden maçı Beşiktaş lehine çevirdi.






Yani resmen maçı Fenerbahçe'den alarak Beşiktaş'a verdi.

Türkiye'de yıllardan beri büyük bir takiyye yaparak, aslında hiç centilmen olmadığı halde centilmenlik edebiyatını, öğretmenlik mesleğinin de getirdiği avantajla bütün kamuoyunu hunharca aldatan, içindeki kini sadece Fenerbahçe maçlarından sonra kusan ancak diğer maçlarda süt dökmüş kediye dönen, "adalet abazanı" Şenol Güneş, bu akşam her nedense basın karşısına çıkmadı, hakemi yorumlamak için..

Hatırlayın geçen sezon Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe-Bursaspor maçından sonra yaptığı açıklamaları.

Veya yine hatırlayın Bursa'da oynanan Bursaspor-Fenerbahçe kupa finali ilk maçından sonra yaptığı açıklamaları..

İşte bu açıklamaları yapan Şenol Güneş, geçen sezon Bursaspor'un başında Olimpiyat Stadı'nda son dakikada Kerim Frei'nin olmayan pozisyonunda penaltı ile mağlup olması sonrasında ise kendi oyuncularını suçlayarak, maçın skoruna boyun eğmişti.

Yine aynı şekilde bu akşam maç sonu hakemleri haklı olarak eleştiren Mahmut Uslu'nun değerlendirmelerini sordukları Olcay Şahan ise, büyük bir pişkinlik ve aymazlıkla "biz çok ağladık maçlardan sonra, biraz da onların canı yansın" açıklamasındaki hakem faktörünün ne kadar ciddi bir yer tuttuğunu bu maçın skoruna dair..

Bütün bu olan pozisyonlardan sonra yere batsın bu ülkenin futbolu, yere batsın bu ülke liginin marka değeri, yere batsın bu maçları yorumlayan "yorucu yorumcular."

Onlar ancak kendilerini avuturlar..

Fenerbahçe maçlarında lehte olan en ufak bir taç kararına bile saatlerini ayıranlar, ne gariptirk ki maç özetlerine Lazar Markoviç'in sakatlandığı kasti faulü almazlar, Şener'in ayağını kırmaya gelen Rhodolfo'yu ise hiç zikretmezler..




Maça gelecek olursak;

Fenerbahçe, kazanmak için elinden geleni yaptı bu akşam.

Ancak iki futbolcuyu durduramadılar..

Savunmada Kjaer, forvette ise Fernandao..

Birisi attı ve asist yaptı, diğeri ise tam 3 net pozisyonu acemice heba etti.

Kjaer hem kendi kalesine attı, hem de Gomez'in golünde asisti yaptı arka alana, Fernandao ise önce Meireles'in, sonra Lazar Markoviç'in, en son da Volkan Şen'in "al da at" dediği 3 net pozisyonu heba ederek gol orucuna devam etti.

Lazar Markoviç, oyunda kaldığı süre içerisinde sahanın en sivrilen futbolcusu olurken, tıpkı 1989-90 sezonunda Trabzon'da oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında Yesiç'in gaddar tekmesi ile sakatlanan ve bir daha aynı tempoda geri dönemeyen Rıdvan Dilmen'in akibetine uğradı, Ersan Gülüm'ün gaddar tekmesiyle..

Ersan Gülüm bu tekme ile bütün Beşiktaş takımını rahatlattı, "siz durduramıyorsanız ben durdururum" dedi ve durdurdu Markoviç'i..

Yerine oyuna giren Volkan Şen ise aratmadı performansı ile Lazar'ı..

Aldığı her topta büyük tehlike yaşattı Beşiktaş defansına..

En sonunda Robin Van Persie'ye attırdığı golden önceki hareketleri ise Türkiye'de ancak Volkan Şen yapabilir.

Dar alanda kısa çalımlar..

Fenerbahçe, geriye düşmesine rağmen yine pozisyonlar buldu ancak şansı da yoktu.

Direkten dönen Robin Van Persie'nin şutunda topun yeniden kendi ayağına çarparak auta gitmesi ise talihsizlikten öte birşey değildi..

Son dakikada ceza alanı içerisine gelen topta Bruno Alves'in dışarıya değil de Robin Van Persie'ye uzatması gereken top ise, final topuydu tam anlamıyla..

Düşünün o pozisyonda daha müsait durumdaki Robin'e indireceği topu ve Olimpiyat'ın buz keseceğini.

İşte o golü, Halis Özkahya bile çıkartamazdı..

Fenerbahçe, hakemin çok çok etkili oynadığı bir maçı kaybetti en-nihayeti..

Daha lig bitmedi.

Sezon başından bu yana Fenerbahçe, en etkili futbolunu bu maçta oynadı, deplasmanda olmasına rağmen.

Sayısız gol pozisyonuna girilirken golsüzlük sorunun olmasına ise acilen çare bulmak lazım..

Öyle ki bu takımdan sezon başında ayrılan Moussa Sow'un ayrılışı çok net belli oluyor..

İki maçtır sonradan oyuna girmesine rağmen aldığı ilk topta golü atan Robin Van Persie ise, şu sıralar bu gollerin tesadüf olmadığını gösteriyor Pereira'ya..

Umarız hoca da doğru mesajı alır ilk 11 konusunda..

Şimdi önümüzde UEFA Avrupa Ligi'nde kesinlikle kazanılması gereken bir Celtic ve hemen peşinde son yılların en belalı takımı konumundaki Akhisar Belediyesi maçları var.

Bu iki maçta alınacak galibiyetler, Fenerbahçe'nin her iki kulvardaki yolunu tekrar açacaktır.

Darısı, "Halis gibi hakemlerin" olmadığı maçlara..


Stat: Atatürk Olimpiyat

Hakemler: Halis Özkahya, Baki Tuncay Akkın, Hakan Yemişken

Beşiktaş: Tolga Zengin, Beck, Rhodolfo, Ersan Adem Gülüm, Tosic, Hutchinson, Oğuzhan Özyakup (Dk. 83 İsmail Köybaşı), Gökhan Töre, Sosa (Dk. 46 Necip Uysal), Olcay Şahan, Gomez (Dk. 88 Cenk Tosun)

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Alves, Kjaer, Caner Erkin, Ozan Tufan (Dk. 75 Diego), Mehmet Topal, Meireles, Markovic (Dk. 38 Volkan Şen), Nani, Fernandao (Dk. 61 Van Persie)

Goller: Dk. 20 Kjaer (Kendi kalesine), Dk. 24  ve 74 Gomez (Beşiktaş), Dk. 32 Tosic (Kendi kalesine), Dk. 65 Van Persie (Fenerbahçe)

Sarı kartlar: Dk. 45+2 Nani (Fenerbahçe), Dk. 58 Ersan Adem Gülüm, Dk. 66 Oğuzhan Özyakup, Dk. 90+2 Necip Uysal (Beşiktaş)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder