Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

26 Nisan 2015 Pazar

Eskişehirspor : 1 - Fenerbahçe : 1 ( Spor Toto Süper Lig 28.hafta maçı ) HARAKİRİ !!



Sezon başından bu yana bütün kazandığı zor maçların arefesinde kolay denebilecek maçlarda takılan Fenerbahçe, bu alışkanlığına yine devam etti.

Ligin ilk yarısında Bursa deplasmanından 1 puanla ayrılarak son 7 haftaya avantajlı giren ancak bir sonraki hafta sahasında Eskişehirspor ile 2-2 berabere kalarak bu avantajını kaybeden, ligin ikinci yarısında ise Galatasaray'ı yenerek yeniden avantajı eline alan ancak bir sonraki hafta Gençlerbirliği'ne deplasmanda 90.dakika golüyle mağlup olan Fenerbahçe, geçen hafta da ölüp ölüp dirildiği Bursaspor maçı sonrası bu akşam Eskişehir'de takılarak yeniden avantajı rakiplerine bıraktı.

Artık Fenerbahçe, rakiplerinin takılmasını bekleyecek bundan sonraki haftalarda.

Bu akşamki oyunu gördükten sonra Fenerbahçe'nin kalan 3 deplasmanını da kazanacağının garantisini kimse veremez.

Hele ki bu deplasmanlardan en zoru, 33.haftadaki İstanbul Başakşehir maçı.

Sahasında Fenerbahçe'ye hep ters gelen Sivasspor'u saymıyorum bile.

Geçen hafta Caner'i sağ önde, Sow'u sol önde oynatarak Alper Potuk'u kalabalığa mahkum eden İsmail Kartal, maç içi bu değişikliği bu defa Eskişehir'de denedi ancak tutmadı.

Egemen Korkmaz'ın defansta olmadığı akşamda Fenerbahçe yine geriye yaslanarak oynadı.

Egemen Korkmaz bu takımda olmadığı zamanlar, hep aynı hastalık yaşanıyor ve hoca bu hastalığa bir türlü önlem alamıyor.

Egemen Korkmaz, oyun stili olarak sert savunmayı yapan ve rakip santraforları ceza sahası dışına iten bir oyuncu. Dolayısıyla da top, Fenerbahçe kalesinde uzakta oluyor, orta saha üstünlüğünü eline alınca da rakipler bir süre sonra pes ediyor.

Ama Egemen Korkmaz oynamadığı zaman içeriye gömülerek oynuyorlar ve sürekli pozisyon veriyorlar.

Bu akşam da aynısı oldu.

Eskişehirspor'un gezgin santraforu Mori, sürekli kanat değiştirerek defansın ayarını bozdu.

Markajcısı Bekir İrtegün'e zor anlar yaşattı sürekli.

Defansın dengesi zaten bozulmuşken Caner Erkin'i de mevkisi dışında oynattığınız zaman hem sol kanat akınları önleniyor, hem de o kanattan rakipler sürekli atak yeniliyor.

Ayrıca sol çizgide oynadığı zaman daha etkili olan Alper Potuk ta orta alan kalabalıklığına karışarak kayboluyor, bu akşam olduğu gibi.

Geçen hafta maçın ikinci yarısında sağ çizgiye geçen Caner Erkin, bir süre sonra sürekli olarak kulübeye sol tarafa gitmek istediğini defalarca iletti, maçı çıplak gözle izleyenler görmüştür.

Ancak İsmail Kartal buna izin vermedi.

Gol de belki Caner Erkin'in ortasından geldi ancak her maç aynı taktik tutacak diye bir kural yok.

Bu akşam solda oynayan Sow, pozisyona girmekte zorlanırken maç içerisinde değişiklik denenmedi bile, statik oynandı.

Bir şans golüyle öne geçmesine rağmen, her ne kadar İsmail Kartal maç sonrası "skoru korumaya oynamadık" dese de maçın kalan dakikalarındaki hamleleriyle bal gibi de skora oynadığını gösterdi.

Eskişehirspor atak üzerine atak geliştirmesine rağmen ileride top tutacak Kuyt'u uzun süre kenarda bekleten, Emenike hamlesini çok geç yapan İsmail Kartal, nasıl ki kazandığında övgüyü hak ediyorsa, bu akşam da taktik hataları ve oyuncu değişikliklerindeki kararlarıyla maçı zora sokan, dolayısıyla da şampiyonluğu riske atan isimdi.

Şimdi Fenerbahçe'nin 3 içeri, 3 deplasman maçı var.

İç saha maçlarında fire vermez.

Ama kalan deplasmanların 3 ünün de kazanılması biraz zor.

Bu oyun anlayışıyla tabi ki.

Ayrıca takımda sarı kart sınırındaki 7 oyuncu olması da Fenerbahçe'nin mücadele gücünü sahaya yansıtmaya engel bir durum.

Bunların başında da Mehmet Topal var.

Haftalardır sınırda olan Mehmet Topal, ikili mücadelelere her ne kadar girse bile tedirgin.

Orta alanda Emre Belözoğlu bu akşam çıkana kadar elinden geleni yapmaya çalışırken başta Sow, Alper Potuk, Caner Erkin ve Gökhan Gönül vasatı aşamadı.

Ancak Caner Erkin'in mevkisi değiştirilerek belki bu soruna çözüm bulunabilirdi, o da olmadı.

Artık futbolcuların maç sonrası klasikleşen demecine, yani "önümüzdeki maçlara bakacağız" demekten başka birşey yok.

Umarız bu akşamki kötü futbol, son olur.

Hakem Kamil Abitoğlu'na gelecek olursak;

Kale çizgisi üzerinde kontrolüne aldığı topa değil de Volkan Demirel'e art niyetli olarak giren Mori'ye kart bile çıkarmaması, maçın uzatma dakikalarında 3 e 3 giderken Kuyt'a Özgür Çek'in kasti faulüne devam demesi, maç içerisindeki iikili mücadelelerde takdir haklarını Eskişehirspor lehine kullanması ancak Kamil Abitoğlu'na yakışırdı.

Zaten Kamil Abitoğlu ile oynadığı maçlarda Fenerbahçe'nin 8 galibiyet 7 mağlubiyet alması da bunun bir göstergesi.

Son olarak Volkan Demirel hakkında birkaç satır karalanması gerekirse;

Bu akşam oynadığı maçla 294.defa Fenerbahçe kalesinde lig maçına çıkan Volkan Demirel, Fenerbahçe kalesinde en fazla oynayan futbolcu ünvanını alırken 1 puanı da kurtaran isimdi.

Yediği golde ise yapacağı hiçbirşey yoktu.

Hani derler ya, 100 defa vursan birisi gol olur, işte öyle bir pozisyondu.

Kısacası, Fenerbahçe galibiyeti hak etmedi.

Stat: Eskişehir Atatürk

Hakemler: Mustafa Kamil Abitoğlu, Adil Sinem, Asım Yusuf Öz

Eskişehirspor: Ali Şaşal Vural, Lawal, Sezgin Coşkun (Dk. 89 Diego), Sezer Öztürk (Dk. 67 Serdar Özkan), Kaan Kanak, Mori, Mustafa Yumlu, Toko (Dk. 73 Emre Güral), Özgür Çek, Kamil Ahmet Çörekçi, Causic

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Alves, Bekir İrtegün, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, Caner Erkin (Dk. 69 Kuyt), Emre Belözoğlu (Dk. 73 Selçuk Şahin), Alper Potuk (Dk. 87 Emenike), Sow, Webo

Goller: Dk. 33 Mustafa Yumlu (kendi kalesine) (Fenerbahçe), Dk. 80 Emre Güral (Eskişehirspor)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder