Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Arsenal : 2 - Fenerbahçe : 0 (Şampiyonlar Ligi Play Off turu rövanş maçı) YENİ HEDEF : UEFA KUPASI



Aslında Şampiyonlar Ligi geçen hafta İstanbul'da kaybedilmişti.

Yıllar sonra bir Avrupa Kupası maçında, üstelik te kendi sahasında Fenerbahçe bu kadar aciz, bu kadar silik bir futbol ortaya koyarken, maçı da farklı mağlup kaybederek turu İstanbul'da kaybetmişti Arsenal karşısında.

Ancak Londra'daki maçta yeter ki prestij olsun amacıyla iyi futbol bekliyordu hiç kuşkusuz ki camia.

Maça, İstanbul'daki kadrodan Bekir İrtegün, Joseph Yobo, Emre Belözoğlu, Mehmet Topal, Michal Kadlec, Pierre Webo gibi oyuncularının yerine Egemen Korkmaz, Gökhan Gönül, Selçuk Şahin, Emannuel Emenike, Cristian Baroni ve Caner Erkin'le başlayan Ersun Yenal, yine kendi konusundaki "kadro istikrarsızlığını" bu maçta da korudu.

Fenerbahçe'nin başında çıktığı her maçta farklı 11 ve sistemler deneyen Ersun Yenal, Şampiyonlar Ligi kaybedildikten sonra umarız rahatlar ve kendi sistemini (!) bulur.

Zira artık Fenerbahçe'nin elinde UEFA Avrupa Ligi var.

O da, CAS, "kasmazsa."

Maçın başında rahat bir oyun ortaya koyan Fenerbahçe, gole de 13.dakikada Raul Meireles ile çok yaklaştı.

Rakip kaleci tarafından önlenen bu vuruş öncesinde, ceza sahası dışında rakibinden top kapan ve atağı başlayan Emenike'nin, anlaşılmaz şekilde Caner ve Sow'a desteğe gitmemesi, adeta yürüyerek rakip ceza sahasına yaklaşması, pozisyon tekrarlarında dikkat çekerken, bizim de garibimize gitti.

Zira bildiğimiz Emenike bu değil.

İnşallah bir an önce toparlanarak kendisinden beklentileri boşa çıkarmaz ve "yeni bir Krasiç vakası yaşamaz Fenerbahçe camiası."

Yine aynı Emenike'nin, sol çizgiden vücudunu kullanarak kazandığı ve sakladığı topu ceza sahası içerisine kadar sürerek yapabileceği en iyi vuruşu yapması ise, sadece Emenike'nin şanssızlığıydı.

Şu an itibariyle Emenike, Fenerbahçe formasına hazır değil. Karabükspor formasıyla formda olduğu sezonun çok çok uzağında.

Umarız bir an önce toparlar.

Sezon başında transfer edilen ve sezon öncesi oynadığı maçlarda büyük beğeni toplayan Bruno Alves, tatlı-sert futbolunu bu maçta da sürdürürken, Süper Kupa finalinde gördüğü kırmızı karttan sonra oynadığı maçlarda zaman zaman Alves te Fenerbahçe'deki defans hattının yaptığı hatalara uymaya başladı.

O da, arkadaşlarına ayak uydurdu resmen.

Her maçta defanstaki partnerinin değişik olmasından mıdır nedir, Alves son lig maçı Eskişehirspor maçında da, geçen haftaki Arsenal maçında da, bu maçta da zaman zaman kritik noktalarda yaptığı hatalarla defansında büyük sorunlar yaşatıyor.

Emre Belözoğlu ve Mehmet Topal'ın olmadıkları Eskişehirspor maçında forma şansı bulan Selçuk Şahin ise, bu akşam da Fenerbahçe'nin orta alanında yine elinden geleni yapmaya çalıştı, bir-iki top kaybı haricinde gerek savunmasına gerekse hücuma verdiği destekle, "16 numaraya" mesaj gönderdi.

"16 numarayı" anlatmaya gerek yok.

Bildiğiniz gibi.

Ne etliye, ne sütlüye.

Öylesine işte.

Raul Meireles ise, özellikle ilk yarıda Fenerbahçe'nin en iyi oyuncusuydu.

Formuyla dikkat çeken bir diğer oyuncu ise, Egemen Korkmaz'dı.

Kritik noktalardaki hamleleriyle farkın açılmasını önlerken, defanstaki yerini de yavaş yavaş garantiye alıyor.

Sow'daki sezon öncesi performans düşüklüğü, bu sezon da yaşanıyor.

Sow'un Fenerbahçe'deki 2.sezon başlangıcı.

Tıpkı geçen sezon olduğu gibi Sow, henüz hazır değil.

Ancak bildiğimiz Sow da, çizgide unutulacak oyuncu değil.

İkili forvette Sow'un katkısı büyük olacaktır hiç kuşkusuz ki.

Her maçta da olduğu gibi, "10'un gidişiyle" Fenerbahçe'deki en büyük eksiklik, "On numara" bir oyuncu.

Forma numarasıyla değil, paslarıyla, şutlarıyla, arkadaşlarına boş alanlar açmasıyla, forveti beslemesiyle bir "On numara" Fenerbahçe için şart.

Belki de hiçbir dönemde Fenerbahçe orta sahası, bu kadar aynı seviyedeki oyunculardan kurulmamıştır.

Her dönemde mutlaka o topu ayağına aldığı anda tribünleri ayağa kaldıran, paslarıyla forvetleri besleyen, attığı gollerle ise tribünleri coşturan bir oyuncusu mutlaka olmuştur.

Oğuzlar, Okochalar, Revivolar, Rapajcler, Alexler hep bunun örneğidir.

1.5 sezondur Fenerbahçe, bu özelliğinden yoksun şekilde.

Kısacası, "koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler" sözü, şu anda Fenerbahçe orta sahasında oynayan oyuncuların kendilerine biçtikleri bir payedir.

Şimdi sırada lig var.

Yarın açıklanacak CAS kararına göre de UEFA Ligi de var.

Geçen sezon finalin kapısından dönen Fenerbahçe, doğru bir kadro planlamasıyla bu kupanın bu sezon da en büyük adayları arasında.

Umarız Fenerbahçe yönetimi, bırakın kulübeyi, Fenerium Alt Tribün'ün en güzel yerinde oturtarak hesabına milyonlarca eurocuk (!) aktardıkları "kırpma yıldız" oyuncusunu tez zamanda elden çıkartır da, Türkiye kariyerinde hiç te yabana atılmayacak işler yapan Holmen'e bonservis çıkartır ve UEFA'ya bildirilecek yeni listede yer verir.

Belki yönetim de, teknik heyet te "yok, bizim orta saha oyuncusuna ihtiyacımız yok" dese de, görünen köy kılavuz istemiyor.

Bu sorunlar ortadan kalkmadıkça Fenerbahçe bu sezon işte, bir ileri iki geri gider ve yine olan taraftara olur.

Stat: Emirates

Hakemler: Carlos Velasco Carballo, Roberto Alonso Fernandez, Juan Carlos Yuste Jimenez (İspanya)

Arsenal: Szczesny, Jenkinson, Sagna, Mertesacker, Monreal, Ramsey, Wilshere, Cazorla, Walcott (Dk. 74 Miyaichi), Podolski (Dk. 49 Gibbs), Giroud (Dk. 60 Sanogo)

Fenerbahçe: Volkan, Gökhan, Alves, Egemen, Caner, Selçuk, Meireles, Cristian (Dk. 67 Alper Potuk), Kuyt (Dk. 67 Webo), Sow (Dk. 83 Mehmet Topuz), Emenike

Goller: Dk. 25 ve Dk. 72 Ramsey (Arsenal)

Sarı kartlar: Dk. 29 Egemen, Dk. 55 Emenike, Dk. 78 Meireles, Dk. 88 Gökhan Gönül (Fenerbahçe), Dk. 35 Mertesacker, Dk. 70 Ramsey (Arsenal)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder