Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

23 Aralık 2012 Pazar

Fenerbahçe : 1 - Kardemir Karabükspor : 3 (Spor Toto Süper Lig 17.hafta maçı) ARMAYI ÖPMEK DEĞİL, FORMAYI ISLATMAK ÖNEMLİDİR!!



En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim;

Ki, yazının "ana fikri" olsun..

Fenerbahçe ve Türk futbolunun "Ordinaryüsü" Lefter Küçükandonyadis'in doğum günü nedeniyle Lefter'e saygı anlamında bir pankartla sahaya çıktılar Fenerbahçeli futbolcular Karabükspor maçı öncesinde.

Ayrıca geçen hafta TT Arena'da oynanan maçta ikinci sarı kartı görüp kırmızı kartla oyun dışı kalan ve hafta ortasında ise büyük bir hukuk skandalı olarak nitelendirilecek kararla 12 maç ceza alırken, PFDK'nın gerekçeli kararında, oyundan çıkarken formasındaki armayı öpmesini "tribünleri tahrik etmek" olarak algılamasını ve bu hareket nedeniyle de ilave cezaya çarptırılan Meireles'e destek olma mahiyetinde bütün takım, formalarındaki armayı öperek tribünleri selamladılar.

Buraya kadar herşey güzel.. Herşey tam istediğimiz gibi.

Geçmişe saygı, formaya sevdalı, camiaya aşık, "Fener evlatları" bunlar diye düşünesi geliyor insanın..

Ne kadar da romantik..

Ne kadar da otantik..

Ama iş sahaya geldiği zaman görüyoruz ki bütün bu görüntülerin arkasındaki iyimserlik te, bir o kadar ütopik..

Maçın hemen başında Karabükspor'un geliştirdiği tehlikeli atakları görünce, aklımıza TT Arena'da Galatasaray'ı 3-1 mağlup ettikleri maç geldi ve Fenerbahçe'nin de aynı akibete uğrayacağını öngördük..

Geçen hafta Meireles'e verilen cezanın yanına Mehmet Topal'ı da "bonus" olarak Fenerbahçe'nin "elinden alanlar" bu haftayı hesaplamışlardı belki de..

Orta sahada Mehmet Topal ve Meireles'in eksikliğini maç boyunca hisseden Fenerbahçe, bu oyuncuların yokluğunu Selçuk Şahin ve Sezer Öztürk ile gidermek istese de, her iki futbolcu da maçın ilk yarısında belki de Fenerbahçe kariyerlerindeki en kötü futbollarını ortaya koydular.

"Ne zaman patlama yapacak" diye birçok Fenerbahçelinin adeta papatya falı açtıkları Krasiç ise aldığı bütün topları ezerken, sahada kaldığı süre içerisinde ise tek bir olumlu atağı geliştirdiğini de göremedik.

Defansında Yobo, belki de Fenerbahçe kariyerindeki en kötü futbolunu oynadı.

Geniş alanda yakalandığı her pozisyonda hem Shelton'a, hem de Lualua'ya adeta "refakat" etti.

Partneri Bekir İrtegün ise, adeta Fenerbahçe'nin ayakta kalan tek futbolcusuydu.

Gollerde hiçbir hatası olmamakla birlikte birçok atağı da önledi. Hem de gollük ataklardı bunlar.

Orta sahada bütün topları kapan, Fenerbahçe'nin tehlikeli bölgeye top aktarmasına engel olan Karabükspor ise, kazandığı bütün topları forvet hattında Shelton ve Lualua'ya çok akılcı bir şekilde aktararak, adeta Fenerbahçe'ye futbol dersi verdi ilk yarıda.

Bütün atakları tehlikeliydi, bütün paslaşmaları üst düzeydeydi.

Karabükspor, aynı futbolu daha önce TT Arena'da Galatasaray'a karşı da oynamış ve Galatasaray'ı da aynı skorla 3-1 mağlup ederek, sürpriz bir takım olduğunu göstermişti.

Aynı tuzağa bugün Fenerbahçe de düştü.

Başta da söylediğimiz gibi, futbolcular sahaya "armayı öperek" çıkmışlardı.

Ama o armanın hakkı olan "mücadeleyi" maalesef ki maç boyunca Fenerbahçe taraftarı göremedi sahada.

İkinci yarıda orta sahaya geçen "genç çocuk" Salih Uçan'ın getirdiği "dinamizm ve gençlik ateşi" ise kısa süreli bir baskıyı beraberinde getirdi.

Bu baskıyla birlikte rakip sahada daha fazla görünen Fenerbahçe, boş ve sun'i ataklar geliştirirken gol yine Karabükspor'dan geldi.

Lualua'nın adeta bütün bir yarı sahayı parselleyerek sıfır noktasına kadar girip  yaptığı gol vuruşu, daha maçın 68.dakikasında tabelayı 3-0 yaparken, tribünlerdeki onbinlerin "eski sevdası" da bir anda depreşti.

Maalesef ki maç sonunda Aykut Kocaman, görevi bıraktığını açıkladı.

O Aykut Kocaman ki, bu takımda görev yaptığı 2.5 yıllık süre içerisinde 1 şampiyonluk, 1 kupa ve son anda sadece "1 golle" kaçan ikinci bir şampiyonluğu yaşayan, yaşatan bir teknik adam olarak Fenerbahçe kariyerinde ve tarihinde yer almış durumda.

Bunlar Aykut Kocaman'ın sportif anlamda kulübe kazandırdıkları.

İdari anlamda kazandırdıklarını söylemeye gerek yok.

Ve sanırız ki hiçbir Fenerbahçeli de, o meş'um 3 Temmuz sürecinde bütün yöneticiler Vatan Caddesi'nde sabahlarken, nezaretlerde bekletilirken ve Metris'in hücrelerine kapatılırken Samandra'dan gür bir sesle isyan meşalesini yakan o güçlü eli, yani Aykut Kocaman'ın o "Kocaman" katkısını inkar edemeyecektir.

İnkar edene de gerçi biz kuşku veya artniyetle bakarız ya.. Orası da ayrı konu.

Sezon başında yaşanan Alex polemiğiyle birlikte, elinde adeta bir bomba ile sezonu devam ettiren Aykut Kocaman, şimdi tribünlerin hedefindeki adam durumunda.

Hiç  haketmediği bir şekide üstelik te.

Bir teknik adam, hatalı taktik verebilir, hatalı oyuncu tercihi de yapabilir,

Ama hiçbir teknik adam, asla ve asla sahadaki futbolcusuna "kötü mücadele et" talimatını vermez.

Tıpkı Aykut Kocaman'ın vermediği, veremeyeceği gibi.

Ama bugün sahada gördük ki, maçın başında "armayı öpen" oyunculardan çok çok azı, o armanın şerefine nail olabilmiş durumda.

İmza attıkları sözleşmenin peşinden giden ve "maç başı ücretlerinden" feda etmemek için, sahada "sakatlanmamak" adına mücadeleden kaçan oyuncuların çok olduğu bir takımın, sahada başarılı olması beklenemez zaten.

Futbolcu kurnazdır, hem de bir tilki gibi.

İşler iyi gittiği zaman omuzlara alınacaklarını bilirler, kötü gittiği zaman da suçlu onlar için hep hazırdır:

"Teknik Direktör"

Öyle ya,

Sezon içerisinde bir futbol takımı değişemeyeceğine göre, en kolaycı ve basit yöntem,  teknik kadronun görevi devretmesi veya görevden alınmasıdır.

Ki paçayı kurtarsınlar.

Ama şimdi Fenerbahçe'de başka bir dönem yaşanıyor.

Geçmişte yaşadıkları ve yaşattıklarıyla Fenerbahçe'de bir devrim gerçekleştiren Başkan Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman'ın istifasını kabul etmediğini açıkladı.

Şimdi son karar Aykut Kocaman da..

Ve bizler bekliyoruz kararını..

Ekliyoruz devamında da..

"Kocaman" yüreğinde Fenerbahçe sevgisinin de ne kadar kocaman olduğunu biliyoruz, sen aldırma üçbeş çatlak sese..

Çünkü bu camianın, seninle yapacak çok işi var..

***

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu


Hakemler: Bülent Yıldırım, Tarık Ongun, İsmail Köse

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Yobo, Hasan Ali Kaldırım, Krasic (Dk. 76 Semih Şentürk), Cristian, Selçuk Şahin (Dk. 46 Salih Uçan), Sezer Öztürk (Dk. 46 Caner Erkin), Kuyt, Sow

Kardemir Karabükspor: Bora Körk, Erdem Özgenç, Mabiala, Deumi, Seric, Yiğit İncedemir, Ahmet İlhan Özek (Dk. 76 Hamroun), Lualua (Dk. 73 Hakan Söyler), Birol Hikmet, Shelton (Dk. 89 Gökhan Ünal), İlhan Parlak

Goller: Dk. 38 İlhan Parlak, Dk. 41 ve Dk. 69 Lualua (Kardemir Karabükspor), Dk. 75 Kuyt (Fenerbahçe)

Sarı kartlar: Dk. 14 Yiğit İncedemir, Dk. 45 Seric (Kardemir Karabükspor), Dk. 28 Bekir İrtegün, Dk. 88 Hasan Ali Kaldırım (Fenerbahçe)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder