Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

30 Ağustos 2012 Perşembe

Fenerbahçe : 1 - Spartak Moskova : 1 (Şampiyonlar Ligi Play Off turu rövanş maçı) BU KADAR GOL KAÇARSA, ŞAMPİYONLAR LİGİ DE KAÇAR !!



Geçen hafta Moskova'da oynanan maçın rövanşında Fenerbahçe, Spartak Moskova karşısına umutla çıkma düşüncesindeydi maç başında..

Yine geçen haftadan bu yana devam eden ve Başkan Aziz Yıldırım'ın müdahale etme mecburiyetinde kaldığı Alex-Aykut Kocaman "polemikleri" arasında maça hazırlanan Fenerbahçe, belki de taraftarlarının en çok korktuğu "rakipten kendi sahasında gol yemek ve avantajı kaybetmek" riskini de henüz maçın başında sahneye koydu maalesef ki.

Hasan Ali Kaldırım'ın sezon başından beri oynadığı hemen her maçta yaptığı "arkaya adam kaçırma" hastalığı, bu maçta çok çok erken nüksetti.

Kademesine, "sağaçık Mehmet Topuz'un" girmeye çalıştığı Hasan Ali Kaldırım, gelişen ani kontratakta Moskova'nın en etkili isimlerinden Arı'yı kaleci Mert Günok ile karşı karşıya bırakırken, o pozisyonda en az Hasan Ali Kaldırım kadar, kalesini erken terkeden Mert Günok'un da hatalı olduğunu belirtelim.

Takım savunmasının da son maçlarda bu kadar açık vermesinin iyiye işaret olmadığını da belirtelim ve özellikle bu noktada Egemen'in sezona beklenenden uzak başladığını ifade edelim.

Maç öncesi basın toplantısında Alex De Souza için "kafamdaki kadroda yok" diyen Aykut Kocaman, ilerleyen dakikalarda bu sözünün altında fazlaca ezildi bize göre.

Maçın ilk yarısında rakibi karşısında organize atakları bir türlü oluşturamayan Fenerbahçe, yediği erken golün şokunu henüz üzerinden atmamışken, özellikle bu maçlar için transfer edilen Milos Krasiç'in zamansız sakatlığı ve oyundan çıkmak zorunda kalmasıyla iyice demoralize oldu.

Sahada oynayan 11 Fenerbahçeli futbolcudan sadece Dirk Kuyt, Moussa Sow ve kısmen de Miroslav Stoch'un bireysel becerilerine mahkum olan Fenerbahçe, maçın ikinci yarısıyla birlikte adeta kabuk değiştirdi.

Bizler, stadda devre arasında, stat skorboardından gecenin Şampiyonlar Ligi maç özetlerini izlerken ve Fenerbahçe-Spartak Moskova maçı esnasında jeneriğe girecek tek pozisyonunun Egemen Korkmaz'ın 45.dakikadaki serbest atışa vurduğu kafa şutunun olduğunu görürken, maçın ikinci yarısına çıkan Fenerbahçe takımı, adeta hem bizleri, hem de yayıncı kuruluşu tekzip etti oyunuyla.

İlk yarının "uyuyan ve rakibe refakat eden" Fenerbahçe orta sahası, özellikle Mehmet Topal dikine oynamaya, Gökhan Gönül ısrarla kanat atakları geliştirmeye, Miroslav Stoch-Hasan Ali Kaldırım ikilisi hem çizgiye inmeye hem de dış şut atmaya, Mehmet Topuz ise kaleyi gördüğü yerden şutlar atmaya başlamıştı.

Üstüne üstlük, Aykut Kocaman'ın "onurum kırıldı" diye şikayetçi olduğu ve kadroda düşünmediği "eski tüfek" Alex De Souza'nın oyuna girmesiyle oyunu iyice rakip alana yıkan Fenerbahçe, maçın başında yediği şok golün telafisini de 69.dakikada yerine getirdi.

İkinci gol için herşeyi deneyen, kanat atakları geliştiren, rakibe önde basan, dikine oynayan, dış şut atan, kısacası her yolu deneyen Fenerbahçe'nin bu dakikalarda karşısında önce şanssızlığı, sonra Moskova kalecisi Dykan, "her pozisyonda kendisini yere bırakan ve zamandan çalan Moskovalı futbolcular" ile birlikte Alman hakem Felix Brych vardı.

Özellikle rakibini bunaltan ataklara cevap veremeyen Moskovalılar, hemen her pozisyonda zamandan çalmanın ve "oynatmamanın" yollarını maç boyunca denedi durdular. Alman hakem de bu duruma göz yumarken, Fenerbahçe yine gol için bastırıyordu.

Maç genelinde topla oynama yüzdesi %70 olan Fenerbahçe, maçta da kaleyi bulan 11 şutundan 1 gol çıkartabiliyorsa eğer, bu maçın fazlaca bir yorumu olmaz diye düşünuyoruz. Rakibin de kaleyi bulan 3 şutundan 1 gol çıkartarak turu geçtiğini de unutmayalım.
Maçın ilk yarısında yapılan "ataklardaki" şuursuzluğun, Alex oyuna girdikten sonra yerini "bilinçli ataklara" bıraktığını, beklerin ileriye daha fazla çıkıp, kademe anlayışının yeniden takıma geri dönmesini, Mehmet Topal ve Mehmet Topuz'un daha fazla rakip kaleye gidebilmelerini, Gökhan Gönül'ün yine o delici bindirmelerini, Miroslav Stoch'un yine o "delice" şutlarını hep son yarım saatte gördükten sonra şu soruyu sormadan da edemiyoruz?

"Bütün bunların yaşanması için daha kaç maç kaybetmemiz lazım, veya daha kaç Alex sorunu çıkartmamız lazım?"

Futbol, bilinen bir oyunsa ve basit bir oyunsa eğer, Alexli Fenerbahçe bunu 8 yıldır en iyi şekliyle ortaya koyuyor, "şapkadan tavşan çıkarma" gayretleri neden, veya Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek var mı? 

Mehmet Topal ve Mehmet Topuz'un direkte patlayan şutlarıyla birlikte Moussa Sow'un rakip altı pas içerisinde vuramadığı toplar, hep Fenerbahçe için şanssız anların enstantaneleriydi.

İkinci yarıda sahada Gökhan Gönül, Mehmet Topal, Miroslav Stoch ve Mehmet Topuz, ısrarlı futbollarıyla ön plana çıkarken, bu maça kadar oynadığı bütün maçlarda golü bulunan Dirk Kuyt, belki de en ihtiyaç duyulan maçta etkisiz bir görüntü sergiledi.

Şampiyonlar Ligi'ne katılmak, elbette ki Fenerbahçe için oldukça önemliydi, ancak olmadı. Şimdi hedefte Avrupa Ligi var.

Fenerbahçe, bu akşam ikinci yarıda oynadığı futbolu diğer maçların tamamına yayabilecek performansa ulaşabilirse eğer, Zico'nun 2007-08 sezonunda gösterdiği performansla akıllarda kalan o dönemki Fenerbahçe'yi de yeniden sahalara yansıtır.

Yeter ki "dirlik olsun takımda."

Yeter ki "birlik olsun takımda."

Yeter ki, sun'i krizlerle uğraşmasın, "yönetenler ve yönetilenler."

Yeter ki, taşıdıkları değerin "farkına varsın" hepsi..

Gerisi teferruat ve laf-ı güzaf..

Vesselam..

STAT: Şükrü Saracoğlu


HAKEMLER: Felix Brych xx, Mark Borsch xx, Stefan Lupp xx

FENERBAHÇE: Mert, Gökhan Gönül, Yobo, Egemen, Hasan Ali, Mehmet Topal, Mehmet Topuz, Selçuk, Krasic, Kuyt, Sow

SPARTAK MOSKOVA: Dikan, Juan Insaurralde, Marek Suchy, Kirill Kombarov, McGeady, Romul, de Zeeuw, Makeev, Ari, Dmitri KombaroV, Emenike

GOLLER: Ari (dk. 6) (Spartak Moskova), Sow (dk. 69) (Fenerbahçe)

KIRMIZI KART: de Zeeuw (dk. 80) (Spartak Moskova)

SARI KARTLAR: Kiril Kombarov, Dzyuba (Spartak Moskova), Mehmet Topuz, Kuyt, Egemen (Fenerbahçe)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder