Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

15 Şubat 2012 Çarşamba

Ne işiniz var sabahın o saatinde?



Yukarıdaki resim, 14 Şubat 2012 günü, sabahın saat 6 sında yollara dökülen ve Silivri'ye giden Fenerbahçe taraftarlarını taşıyan otobüslerin görüntüsü..

Fotoğraf makinasının görüş alanına giren kısmı ancak bu kadar..

Yaklaşık 50 otobüs, yüzlerce özel araçla birlikte Silivri'ye giden, kar-kış, yağmur-çamur demeden, 3 Temmuz'dan bu yana avazı çıktığı kadar haklılıklarını haykıran binlerin resmiydi bu resim..

Kendi kurdukları "korku imparatorluklarının" kumdan yapılmış kalelerine sığınan "Don Kişot" lara karşı onurlu duruşun, kararlı yürüyüşün, yılmaz savunuculuğun, bitmez enerjinin, tarif edilemez aşkın, döndürülemez yolun, "mukaddes yolculuğun kutsal yolcularıydı" onlar..

Hiçbirisi, asla bu yolda hiçbir zaman umutsuzluğa düşmediler..

Hepsi de haklılıklarını biliyorlardı nitekim..

Ve mahkeme salonunda yaşanan diyalogların kararlılıklarıyla, soğuk altında saatlerce bekleyen, "herşeye rağmen adalete inançlarını" yitirmeyen binlerin ayak sesiyle birlikte, yüreklerine korku düşen "müfteriler" şimdi amansız bir şekilde bu güç karşısında kaybettikleri gücün farkına varmış durumdalar..

Aylardır beyinleri iğfal eden, köşelerinden her türlü ihanet ve rezaletin bütün detaylarını sunan, kendi yazdıkları yalanlara bir süre sonra kendileri de inanarak kitleleri peşlerinden sürüklemeye gayret gösteren bu güruh, bugün Silivri'ye akan sevdanın karşısında bir kez daha mağlup olmuşlardır..

Bir kez daha kendilerine sormaktadırlar..

"Aylardır bütün bu yayınlara rağmen, bu insanların, kışın bu vaktinde, sabahın bu saatinde yollarda ne işi var?"

Yine bir 14 Şubat günü Fenerbahçe Spor Kulübü'ne başkan seçilen Aziz Yıldırım'ın, kaderin ne garip tecellisidir ki 14 yıl sonra bir başka 14 Şubat günü bu defa "savunma mevkisinde" olması, belki de içlerini burmuştu binlerin, milyonların..

Yıllar boyunca süren bu kadar çile dolu yürüyüşte, en yakınındaki kişiler tarafından bile zaman zaman acımasızca eleştirilen, zaman zaman ihanete uğrayan Aziz Yıldırım, başkan seçildiği 14 Şubat günü kongre salonundaki delegeler tarafından alkışlanmıştı ancak bugün, milyonlarca bedende atan bir nabız gibidir..

İşte bu sevgi, Fenerbahçe sevgisidir..

İşte bu aidiyet, Fenerbahçe ile birlikte Aziz Yıldırım'da sembolleşen bir aşkın tezahürüdür..

İşte bu yürüyüş, bu kutsal ancak çileli yoldaki yürüyüştür..

Sabahın o saatinde Silivri yollarında kendilerinden geçen bu binlerce kişi, dünya üzerindeki bütün Fenerbahçelilerle birlikte aynı zamanda kendilerine bu haksızlığı reva görenlere karşı da muazzam bir gövde gösterisini, en güzel şekliyle resmetmişlerdir..

Bugün Silivri yollarında sevdasının peşinden koşan bu "sari-laci yürekler" bükülmez bir bilek durumuna gelmişlerdir, Fenerbahçe'nin gücünü bir kez daha dost-düşmana göstermişlerdir..

Bu sevgi karşısında kendi köşelerinde, Silivri'ye gidenlere "ipsiz sapsız, çulsuz-pulsuz" şeklinde halen daha kuduruk şekilde ağızlarından salyalar akıtan "kuduzlara" da aşağıdaki resmi hediye edelim..

Ve ekleyelim...

Çok güvendiğiniz o tapeler, "tıpa oldu mu"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder