Bu sese kulak verin : "58.maddeyi uygulayın"

3 Temmuz'un üzerinden aylar geçti..

Hergün tapeler yayınlandı, bolca dedikodusu yapıldı, "alimler zalim, zalimlerse alim oldu" aylardır..

Bazıları "duruş" adına en "dönek" pozisyonları alırken, bazıları da seslerini duyuramamanın sıkıntısını yaşadı, yaşamaya devam ediyorlar..

Kendi izzet ve bekaları için getirdikleri maddeleri, şimdi kendileri değiştirme cihetine gidiyorlar bazıları da..

Bazıları, 3 Temmuz sabahından itibaren gerek TFF, gerekse UEFA nezdinde "inceden inceye" lobi çalışmaları yaparken, bazıları da bu lobicilerin "değnekçileri" oldular ateda..

Olmaya da devam ediyorlar..

Geçtiğimiz günlerde toplanan Kulüpler Birliği toplantısında "Aziz Yıldırım, içeriden Türk futbolunu yönetiyor" densizliğini söylemek cüretinde bulundular bazıları da...

"Vay be, ne Aziz Yıldırımmış" demek kalıyor bizlere de..

Adam, içeride bile rahat durmuyor..

Gerçekten de rahat durmuyor..

Ne diyor o Aziz Yıldırım içeriden?

"58.madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez."

Türkiye Cumhuriyeti anayasasında değiştirilmez maddelerin olduğunu biliyorduk ta, Futbolun anayasasında böylesine maddelerin olduğunu da Aziz Yıldırım'ın beyanları sonrası öğrendik toplum olarak..

Aslında bizler biliyorduk ta, hani o "deve kuşu" misali, "koş dediğin zaman" "ben kuşum" "o halde uç" dediğin zaman ise, "ben deveyim" diyen zihniyet yeni öğrendi esasında..

O maddelerin ihlali suçlamalarıyla karşı karşıya olan bir camia ve başkanı, aylardır, "varsa bir suçumuz, verin kararınızı, yoksa hakkımızı teslim edin" feryat ve faveranlarına karşılık, kulaklarını tıkayarak, kendi geleceklerini kurtarma peşinde olanlar, şimdilerde o sivri zekalarının ürünü olarak yeni bir senaryoyu hayata geçirmekle meşguller:

"Puan silme senaryosu"

Türk futbol kamuoyuna, geçen sezonun ikinci devresinde oynanan Fenerbahçe-Trabzonspor maçının bittiği akşam, "play of" konusunu ilk defa blog ve sitelerdeki yazılarımızla sokan kişilerden birisi olarak bu satırları karalamak, aslında biraz bizi üzse de, maalesef ki bizim geçen sezon anlatmak ve uygulanmasını istediğimiz sistemle, bugün gelinen nokta tamamen farklı durumda..

Geçen sezonki yazılarımızı takip edenler, iyi hatırlar o dönemleri..

Bizler, geçen sezon o öneriyi yaptıktan hemen sonra, defaaten çeşitli TV programlarındaki yorumcular ve gazete sütunlarındaki köşe sahipleri, bu önerimizi farklı üsluplarla dile getirerek kamuoyunda destek te buldular aslında..

Şimdilerde dile getirilen puan silme senaryosunun aslında ne anlama geldiğini görmemek için, "âma" olmak lazım..

Neymiş efendim, şike ve teşvik suçlamasıyla karşı karşıya kalan kulüpler, küme düşürülmesin, yerine puanları silinsin."

Ne zaman?

"Play offlar öncesi"

Peki hangi kulüpler bunlar?

Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Sivasspor, Eskişehirspor v.s..

Şu andaki lig sıralamasına baktığımız zaman bu takımların dereceleri nerde?

Hepsi, ilk 8 takım içerisinde ve görünen de o ki, bu takımların tamamı play off oynayacak..

"O halde bu takımların puanlarını silelim, yerlerine biz, Ankaragücü ile, Karabükspor ile, Gençlerbirliği ile, hatta ve hatta geçen sezon küme düşen Bucaspor, Kasımpaşa ve Konyaspor ile play off maçlarımızı oynayalım.."

Vay be !!

Şu keskin zekaya bak !!

Sonra da gelsin şampiyonluk...

Oh ne ala, mualla...

Bu uğurda da tam gaz lobi ve TFF'yı baskı altına alma çalışmalarına devam!

Hatta bununla da kalmayıp, TFF'ya "ultimatom" verelim...

"Sizin kararsızlığınız yüzünden UEFA, Türk takımlarına ceza verirse ve biz bu cezadan nasibimizi alırsak, dünyayı başınıza yıkarız haaa" diye de aba altından sopa gösterelim..

Şimdi anlayabiliyoruz Aziz Yıldırım'ın, neden içeriden bile bu kadar ısrarcı şekilde "58.maddenin değiştirilmesini istemediğini" ve bu maddenin, bütün unsurlarıyla uygulanmak istemesini...

Yıllardan beri Türk futbolunun üzerinde oynanan her oyunda kendini ön plana atarak, hem dost hem de düşman sahibi olan Aziz Yıldırım, 58.maddenin uygulanmasını istiyor da, peki sizin derdiniz ne ki bu maddeyi değiştirmek veya başka anlamlar yüklemek istiyorsunuz?

Nerden çıktı bu puan silme olayı?

Neymiş efendim, mahkeme sonuçlanmadığı için puanları silelim, biz bu arada işimize bakalım, yani "ağır sikletle tüy sikletleri ringe çıkartalım" sonra da mahkeme kararını verdikten sonra "aaa pardon" diyelim..

Peki ya o mahkeme, sizlerin suçlamalarınızın tamamını kabul etmezse?

Peki ya o mahkeme, sizi ve yandaşlarınızı tarih önünde "müfteri" ilan ederse?

Peki ya o mahkeme, içerideki "zanlıları" gerçekten de suçsuz bulursa?

O zaman nerede arayacak o insanlar haklarını?

Veya kim geri getirecek "giden şampiyonluk kupasını?"

Yoksa biz de "birilerinin bu sezon" avaz avaz bağırdığı gibi seneye meydanları mı dolduralım, "kupamızı isterük" diye..

Bunun adı da "adalet olsun" ha ?

Hadi oradan, hadi oradan...

Varsa kendinize güveniniz, varsa yüreğiniz, varsa cesaretiniz, bu sese kulak verin!!

Ve 58.maddeyi uygulayın..

Bütün takımlara...

Ne diyor Aziz Yıldırım içeriden?

"Arkadaş, beni yargıladığınız maddeyi değişmeyin, suçladığınız maddeyi değişmeyin ve uygulayın.. Ve de bu maddenin gereği olarak 26 Ocak'a kadar, Fenerbahçe'yi küme düşürün. Yoksa biz, gereğini yaparız"

Var mı sizde peki bu cesaret?

Hodri meydan!!