Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

21 Eylül 2011 Çarşamba

Maç davetiyesi göndermeyin.. Önce çıkın, özür dileyin!!



Çok duygulandık..

Çok müsterih olduk..

Çok ta memnun olduk..

Beyzadeler, "çokça hakettikleri ve analarının ak sütü gibi helal olan" Şampiyonlar Ligi'ndeki Lillie maçına, başta Ali Koç olmak üzere Fenerbahçeli yöneticileri davet etmişler..

Son yıllarda gerçekten de bu kadar duygulandığımız, duygusallıktan öte gözlerimizin yaşlarla dolduğu, yüreğimizin titrediği başka bir gün yaşamamıştık..

Sağolun, varolun..

Bizleri, onurlandırdınız..

Onurlandırdınız onurlandırmasına da, son 1 yıldır yaptıklarınıza ne diyeceğiz peki?

Geçen sezon yaşanan ligin çetinliği içerisinde verdiğiniz amansız mücadelenin karşısında hemen hergün bir yöneticinizin çıkıp ta Fenerbahçe aleyhine beyanat vermelerini, kamuoyunu yönlendirmelerini,

Başkanınız Sadri Şener'in "Fenerbahçe'nin maçları incelensin" nidalarını,

Teknik Direktörünüz Şenol Güneş'in basın toplantıları düzenleyerek "Hakemler, Fenerbahçe'ye penaltı çalıyor, bize ise çalmıyorlar" feryatlarını,

Asbaşkanlarınız Hasan Yener ve Nevzat Şakar beyefendilerin hemen hergün basın bültenleri yayınlayarak, Fenerbahçe'nin maçlarını hakkıyla kazanmadıkları yönündeki figânlarını,

"Büyük taraftarınızın" yine geçen sezonun hemen hemen bütün maçlarında Fenerbahçe aleyhine yaptığı galiz küfürlerin yanısıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçında, "dahiyane" bir buluşla keşfedip Avni Aker'in tribünlerine astığı "Günahların takımı Fenerbahçe" pankartıyla birlitke,

Nihayetinde ise Türk futbolunun yüzkarası olacak olayların yaşandığı 3 Temmuz ve sonrasında gelişen süreçte Fenerbahçe aleyhine yapılan onca kepazelikleri, Aziz Yıldırım'ın Metris'e gönderildiği gece Sultançifliği'nin kaldırımlarına biriken ve Aziz Yıldırım'ı taşıyan araca yaptığınız fiili müdahaleleri,

İstanbul'un merkezinde, Beyoğlu'na bir pazar günü binleri toplayarak esnafın camlarını yerlere indirdiğinizi,

TFF'nin Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nden men ettiği karar sonrasında yaptığınız sevinç nümayişleriyle birlikte Fenerbahçe bayraklarını yaktığınız o görüntüleri ne yapacağız?


Bir çırpıda unutup geçecek miyiz sanıyorsunuz?

Dostluk eli uzatmışlarmış.. mış..

Yesinler..

Farzedelim ki o maçta Ali Koç ve Fenerbahçeli yöneticiler tribünlerinizde "onur konuğunuz" oldular..

Gerçekten de taraftarınızın "onurlu şekilde" davranacağına sizler inanıyor musunuz?

Gerçekten de bütün tribünlerinizden alkış alacaklarına inanıyor musunuz?

Gerçekten de o maçta Fenerbahçe aleyhine tek bir kötü söz bile çıkmayacağına inanıyor musunuz?

O halde bu neyin "şark kurnazlığı?"

O halde amacınız nedir?

Sizler, Fenerbahçe yönetimini maça davet edeceğinize, çıkın önce Fenerbahçe'den kocaman kocaman bir özür dileyin..

Yaptıklarınız için..

Açtığınız pankartlar için..

Yaptığınız "lobiler" için..

Yaktığınız "bayraklar" için..

Yıktığınız "dostluklar" için..

Kırdığınız "kalpler" için..

Tepelediğiniz "Fair-Play" için..

Gaspettiğiniz "emekler" için..

Körelttiğiniz "duygular" için..

İçin, için, için...

Sayfaların yetmeyeceği "nedenler" için, "niçinler" için..

Çıkın önce özür dileyin...

Fenerbahçe camiası, sizden maça davetiye beklemiyor..

Fenerbahçe camiası, eğer dürüstseniz, samimiyseniz, gerçekçiyseniz, sizden sadece ve sadece kuru bir özür bekliyor..

Ama aynı zamanda da biliyor ki,

Özür dilemek,

"Erdemli insanların işidir."

Vesselam..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder