Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

23 Eylül 2011 Cuma

Kayserispor : 0 - Fenerbahçe : 1 (Spor Toto Süper Lig 4.hafta maçı) SAYMAYA DEVAM EDİN, 22 de 20



11.günde 4.resmi maç..

Hepsi de birbirinden zorlu rakipler, özellikle Gaziantepspor ve Kayserispor gibi ligin zor deplasmanları..

İşte bu şartlarda oluşan fisktür ve yoğun maç programının da beraberinde getirdiği bir dizi sakatlık..

Mevcut olan sakatlıklara eklenen yenileri..

Fenerbahçe, Kayseri deplasmanına çıkarken belki de en çok bu eksikliklerinin ihtiyacını hissetti.

Emre, Gökhan Gönül, Mehmet Topuz gibi eksiklere, hatırlanacağı gibi geçen hafta da Selçuk Şahin eklenmişti.

Deplasman zorluydu.. Fenerbahçe eksikti.. Takım zor durumdaydı, yorgundu. Zira 2 gün önce İstanbul'da maç yapanlar, hemen bir sonraki gün yenileme idmanıyla birlikte 2.gün maç idmanını yapmış ve aynı günün akşamı bu defa deplasmana gitmişlerdi.

Geçen yıl yaşanılan müthiş seriyi deplasmanda devam ettirmek istiyordu Fenerbahçe. Bir önceki hafta Manisaspor karşısında uzatma dakikalarında kaçırılan galibiyetin ve kaybedilen 2 puanın telafisi, ancak deplasmandan gelecek 3 puanla gerçekleşebilirdi. Üstelik bu deplasmanda Fenerbahçe'nin son 3 sezonda galibiyeti yokken..

Olumsuz şartlara rağmen Fenerbahçe maça iyi başladı. Defansını Yobo-Bilica ikilisiyle kapatan, sağbeke Orhan Şam, sol beke ise Zeigler'i koyan Aykut Kocaman'ın bu maçta belki de en büyük sürprizi Özer Hurmacı'ydı. Haftalardan beri sakatlığı nedeniyle maç kadrolarına dahi alınmayan Özer, Kayseri'de ilk 11 de sahaya çıktı. Bir önceki hafta aynı mevkide oynayan Dia'nın aksine savunma ve orta sahaya yardımı daha pozitif olan Özer Hurmacı, ilk yarıda dağınık, ikinci yarıda ise biraz daha derli topluydu. Zira ikinci yarıda top rakipteyken prese giden, orta sahayı kalabalık tutan, ancak top kendi takımındayken de orta sahadan ileriye top taşıma gayretindeki isimlerden birisiydi. Belki çok top kaybı ile oynamış olabilir ancak bu gayet normaldir, çünkü zaten haftalardan beri gelen büyük bir maç eksiği var.

Son haftaların ve belki de bu sezonun en verimli futbolcularından olan Caner Erkin ise, oyunda kaldığı süre boyunca Fenerbahçe'nin yine en iyileri arasındaydı. Aldığı bütün toplarda sürekli rakibin arkasına gitmeye çalışan Caner, geçen hafta Manisa maçında Alex'in topsuz koşusundan bulduğu boşlukta Dia'ya golünü attırmıştı, bu hafta da hemen hemen benzer pozisyonda Bienvenu'nun boşalttığı alana girerek kendisi golünü attı.

Ziegler, Gaziantep maçındaki müthiş oyununu bütün haftalara yayabilirse çok iyi. Kayseri karşısında da hücuma çıktığı dönemlerde son derece tehlikeli ataklar geliştirdi, ancak bazı pozisyonlardaki top kayıpları ise, hızlı kontrataklar olarak Fenerbahçe kalesine döndü.

Fenerbahçe'nin bu akşamki en iyi futbolcusu, kesinlikle Yobo idi. Arkadaşlarının bütün açıklarını kapattı, maça sol stoper olarak başlamasına rağmen Abramat'ın Bilica karşısında tehlikeli pozisyonlar geliştirmesine karşı Bilica ile yer değiştirdi, Amrabat'ın karşısına geldi, bu defa da Amrabat'ı ters tarafa yönlendirdi. Defansta yaptığı kritik müdahaleler, beklerin kademelerine girişi Yobo adına olumlu işlerdi. Bilica ise yine riskli bölgelerde yaptığı kritik top kayıplarıyla dikkat çekti, asla bir Lugano olamayacağını bir kez daha gösterdi. Hatta bir rakip köşe atışında topa elini uzatması, Fenerbahçe adına şansken, Kuddusi Müftüoğlu'nun penaltı kararını verse, hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir pozisyondu.

Orta sahada oynayan Gökay, yine çalışkan, yine "boyundan büyük işler" yapan isimdi. Fiziki eksikliğini çabukluğuyla telafi etmeye çalıştı, kısmen de başarılı oldu. Baroni'nin sürekli geriye oynadığı ve stoperlerin içerisinden çıkmayıp neredeyse Yobo'ya oyun kurdurduğu maçta, Gökay sürekli rakibe basan, kaptığı topları ise mümkün olduğunca olumlu kullanan isimdi. İnşallah aynı çizgide daha da artan performansla devam eder.

Baroni ise sadece Fenerbahçe'nin golünde göründü. Tek bir defa topsuz alanda ileriye çıkan Baroni, Caner'e yaptığı asist dışında neredeyse sahada yok gibiydi.

Orhan Şam, maç eksiği ve sakatlıktan çıkmış olmasına rağmen gayretli, savunmada dikkatli, hücumda ise pek te verimli değildi. Tabi ki Gökhan Gönül ile bir tutmamız imkansız. Ancak yine de "devşirme bek" Bekir'den daha etkili. Ama zamansız şekilde sakatlanarak oyundan çıkması, umarız ki Orhan için süreci uzatmaz. İnşallah sakatlığı ciddi değildir.

Alex, rakip savuma içerisinde etkili olamazken, önceki maçlarda alışkın olduğumuz ısıran Fenerbahçe orta sahasının olmayışı ve gerekli destekleri alamadığından dolayı tehlikeli bölgede etkili olamadı. Bununla birlikte de istediği pozisyonlara giremedi, nitekim de maçın son bölümünde, o bölgede daha mücadele gücü yüksek Sezer'e yerini bıraktı.

Fenerbahçe formasıyla ilk defa deplasmanda 11 de başlayan Bienvenu, maçın ilk yarısında aldığı hemen her topu neredeyse kaybederken, ikinci yarıda, özellikle maçın son bölümünde ayağında top tutan, arkadaşlarının yardımına gelmesini bekleyen, rakibi oyalayan bir oyun anlayışı içerisindeydi. Yine kendisine yapılan kademeli markaj nedeniyle hızını kullanamadı, tekniği sayesinde etkili olmaya çalışsa da pozisyona girmekte zorlandı. Bienvenu'nun geçen hafta iç saha, bu hafta ise deplasmanda oynadığı farklı oyunlar göstermektedir ki, gününde olmayan bir Alex ve orta saha olmadığı zaman, Bienvenu'nun işi gerçekten çok zor.

Fenerbahçe'nin bu akşam yaptığı en olumlu iş, mücadele etmesidir. Topun olduğu her alana basan, koşan futbolcuların varlığı bir kez daha göstermiştir ki, sezon başında yaşanan olaylar, Fenerbahçeli futbolcular için ayrı bir motivasyon unsuru olmuş durumda.

Geçen yıl aynı periyotta yaşanılan kayıp maçlara bakıldığı zaman, Fenerbahçe'nin bu kadar eksik kadrosuna rağmen, ligin dişli takımlarıyla oynamasıyla birlikte galip geldiği 3 maçın dışında, 1 maçta da hakemin yanlış kararı neticesinde kaçırılan galibiyet var. Bu da, Fenerbahçe'nin mücadele gücünün bu sezon dahan fazla olduğu ve bütün bu kadro eksikliğine rağmen maçlara daha fazla asıldığının göstergesi.

Şimdi Fenerbahçe için iç sahada seyircisiyle buluşacağı bir başka iyi takım olan İstanbul B. Belediye maçı var. Umarız ki mücadele, aynı şekliyle o maçta da devam eder..

Hakem Kuddusi Müftüoğlu'na gelecek olursak, yukarıda da söylediğimiz gibi Kayserispor'un korner atışında Bilica'nın topa elini uzatması sonucu temasına penaltı kararı verse, hiç kimse itiraz edemezdi. İkili mücadelelerde kararları ortada olmasına rağmen, özellikle bazı pozisyonlarda sakatlamaya yönelik hareketlere çıkarmadığı kartlar, kendisi adına olumsuz yönlerdi.

Stat: Kadir Has
Hakemler: Kuddusi Müftüoğlu, İsmail Şencan, Serdar Akçer

Kayserispor: Navarro, Hasan Ali, Eren, Zurab, Amrabat, Santana, Nunez, Sefa (Dk. 86 Nadir), Hasan (Dk. 66 Gökhan Ünal), Engin (Dk. 66 Abdullah), Pekarık

Fenerbahçe: Volkan, Ziegler, Yobo, Alex (Dk. 78 Sezer), Gökay, Bienvenu, Özer, Baroni, Fabio, Orhan (Dk. 84 Bekir), Caner (Dk. 89 Uğur)

Sarı kartlar: Dk. 41 Eren, Dk. 55 Zurab, Dk. 90+2 Santana (Kayserispor), Dk. 55 Orhan, Dk. 88 Volkan (Fenerbahçe)
Gol: Dk. 6 Caner (Fenerbahçe)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder